Aşk; aşktır her öyküde de âşıkla maşukun adları değişir tek.

“Günler ve geceler akıp gider ve kendileriyle birlikte her şeyi sürüklerse ne gam!

Ey benzersiz sevgili! Değil mi ki sen bizimlesin bu yeter!” (Mevlana)

Aşkın varılır görünüp de varılmaz iklimine erenler… O iklimde sevgiliyle hemhal olanlar…

En sevgilinin ateşiyle hiçlikten sevgilinin ufkuna varanlar…

Aşkın öyküsünü kaç yürek okudu birbirinden habersiz! Kaç gönül eridi onun gözyaşlarıyla…

Aşk; aşktır her öyküde de âşıkla maşukun adları değişir tek. Leyla, Şirin, Züleyha, Hüsn, Şem’dir de maşukun adı; aynı ızdıraplı yola girdiklerini bile bile Mecnun, Ferhat, Yusuf, Aşk, Pervane adını alır âşıklar.

Izdırap… Sevgilinin yolunda yoktur ki onun adı. Aşkı tatmamış gönüle acı gelen her şey, âşık için yaşam, mutluluk, huzur kaynağı. Onun için “Ya Rab bela-yı aşk ile kıl aşina beni” aşkın had safhasında söylenmiş mutluluk terennümleridir şüphesiz.

Pervane… Ateşe yazgılı kaderi. Şem… Pervane’nin aşkına vurgun, kendine değil de. Yoksa nice âşıkları var dünyalar güzeli de, aşkı aşk olarak yaşayan yalnız Pervane… Şem’i Pervane’ye meftun ettiren âşıkın kaderini kapıda bekleyişi… Mecazi ya da hakiki aşklar adına… Yanan, yakan aşklar isteyenler adına... Kaç âşık hazır kendini gönül rahatlığıyla Şem’in alevinde yakmaya?

Bir zamanlar bir Şem ile Pervane vardı. Gecenin karanlığında, mum aydınlığında bir aşkı birlikte yaşayıp aslolana vardılar.

Aşkın ateş ülkesinde İbrahim misal gül goncaları arasında vuslata, huzura erdiler.

Şem’in devrinde Şem sürdü hükmünü. Hüsn ü Aşk, Leylî vü Mecnun… hep Şem (mum)’in tebaası. “Bir ney gibi ayrılık derdiyle doldular…” çoğu zaman.

Şem, gâh ah u enini taşıdı göğe aşkının. Gâh elif olup aşk müridini İlahi dergâha erdirdi mürşit tevazuuyla. Vuslatın bağına, ancak ve ancak yananların girdiği iklim Şem ülkesi. Lakin ille de Şem, ille de Şem. Şem yanmayınca uyanmaz âşıkta aşk ateşi.

Şem; aşk, nur, huzur…

Şem; varlığın özü, “Her şey o.” ve “Her şey ondan.” sırrı. Herkes aşkına göre hissesini alır bu Doğu hikâyesinden. Mecaz dileyen aşkın mecaz kıyısında yaşar, hakikiyi bilen ummana dalar. Sözün nihayetinde ne demek düşer mecazîlere:


“Yaktın fena dükkânını hak ister eyledin
Ey şem külfet eyleme pervane kalmadı”

(alıntı)

Yorumlar

Popüler Yayınlar