Hediye Hikayesi

Hediye Hikayesi



Karla örtülmüş sokakta sağa sola koşuşuyor ve rastladığı kişilere avucunda tuttuğu seyi gösteriyordu:
– Bak, abla ne verdi!… Hadiseyi basindan itibaren gormus, fakat ne oldugunu tam anlayamamistim. okuldan cikan kizlardan birisi yanina yaklasmis ve yanagina bir opucuk kondurup, kucuk avuclarina bir seyler birakmisti. 5-6 yaslarinda oldugu anlasilan yavrucak, kizin arkasindan saskin saskin baktiktan sonra buyuk bir sevincle yerinden firlamis ve belki simdiye kadar kendisine verilen o tek hediyeyi baskalarina gostermenin telasina kapilmisti. sira bana gelmis olmali ki, gulen gozlerle bakip ayni cumleyi tekrarladi:
 – Bak, abla ne verdi!”… O degerli hazinesine duydugum merakla kucucuk ellerini aralayip baktim. soguktan morarmis avuclarinda, erimeye baslayan bir kartopunu tutuyordu. hem de dizlerine kadar kara gomulmus bir vaziyette…
Çocuk, hizla kaybolmakta olan hazinesini birkac kisiye daha gostermek arzusuyla kosarak yanimdan uzaklasti. Acelesinden, iki-uc numara buyuk oldugu anlasilan ayakkabilarinin ayagindan firladigini bile fark etmemisti.
Sokagin ilerisindeki bakkala onun kim oldugunu sordugumda;
– Anne ve babasini iki yil once kazada kaybetti, dedi, ona mahallenin yetimi derler”



Yorumlar

Popüler Yayınlar