Aşk Cefâ Ülkesinde Umudun Rüyasıdır
Aşk Cefâ Ülkesinde Umudun Rüyasıdır
Aşk ölümcül bir hülyadır
Anlayamadığım
Ey sarı gök bulutu, ey ıstırab gülşeni
Son bir karanfil gibi
Taşıyacağım seni
Kalbimin hüsnüyusuf mahrem bahçelerinde
Derindesin, rüya kadar derinde
Aşk ipek bir karanlıktır
Kollayamadığım
Gecenin bir vaktinde gelen çiçekler için
Tenhâsında kuşlar uçan
Sulara karışıp akmak isterim
Kan çölünün ıssız vâhalarından
Saâdet burcuna çıkmak isterim
Gitmeliyim buralardan seninle
Kalırsam, surları yıkmak isterim
Aşk gizemli bir şarkıdır
Dinleyemediğim
Ayrılığın arkasından duyulan
Gün doğuyor, neden gülemiyorum
Siyah bir tanyerinde
Beklemek yakışmaz bana geceyi
Eylül mü vurdu güllerimi, bilemiyorum
Aşk isyankâr bir korkudur
Sonlayamadığım
Gece yolculuğuna takılır ayakları
Özlem beyaz bir gül, açar bağrında
Yâr kokusu yayılsın diye kaldırımlara
Ölü ve gözüyaşlı bırakır çocukları
Arıbeyi konunca ruhun zümrüt taşına
Mor gülüşlü haramî çıkar dağlar başına
Diriltir sarı saçlı, kırılgan aynaları
Aşk veremli bir türküdür
Söyleyemediğim
Nağmeleri doruklardan yayılan
Anılar sehpasında
Takıyor boynumuza kırmızı urganları
Kötürüm bir vâdide geziyor kurbanları
Her aşkı dâre çeken vefâsız leylâsıdır
Alır avuçlarına, öper ısırganları
Aşk cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır
Nurullah Genç
Aşk ölümcül bir hülyadır
Anlayamadığım
Ey sarı gök bulutu, ey ıstırab gülşeni
Son bir karanfil gibi
Taşıyacağım seni
Kalbimin hüsnüyusuf mahrem bahçelerinde
Derindesin, rüya kadar derinde
Aşk ipek bir karanlıktır
Kollayamadığım
Gecenin bir vaktinde gelen çiçekler için
Tenhâsında kuşlar uçan
Sulara karışıp akmak isterim
Kan çölünün ıssız vâhalarından
Saâdet burcuna çıkmak isterim
Gitmeliyim buralardan seninle
Kalırsam, surları yıkmak isterim
Aşk gizemli bir şarkıdır
Dinleyemediğim
Ayrılığın arkasından duyulan
Gün doğuyor, neden gülemiyorum
Siyah bir tanyerinde
Beklemek yakışmaz bana geceyi
Eylül mü vurdu güllerimi, bilemiyorum
Aşk isyankâr bir korkudur
Sonlayamadığım
Gece yolculuğuna takılır ayakları
Özlem beyaz bir gül, açar bağrında
Yâr kokusu yayılsın diye kaldırımlara
Ölü ve gözüyaşlı bırakır çocukları
Arıbeyi konunca ruhun zümrüt taşına
Mor gülüşlü haramî çıkar dağlar başına
Diriltir sarı saçlı, kırılgan aynaları
Aşk veremli bir türküdür
Söyleyemediğim
Nağmeleri doruklardan yayılan
Anılar sehpasında
Takıyor boynumuza kırmızı urganları
Kötürüm bir vâdide geziyor kurbanları
Her aşkı dâre çeken vefâsız leylâsıdır
Alır avuçlarına, öper ısırganları
Aşk cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır
Nurullah Genç
Yorumlar
Yorum Gönder