Divan-ı Kebir'den Seçmeler...ŞEFİK CAN
Divan-ı Kebir'den Seçmeler...
* Kalkın ey aşıklar, göklere dogru yükselelim! Şu yaşadığımız dünyayı gördük anladık, bir de gideceğimiz o dünyaya
varalım.
• Hayır, hayır şu iki dünya bahçesi de güzel, ikisi de hoş. Biz, bu ikisinden de hem dünya bahçesinden, hem de ahiret
bahçesinden vazgeçelim de, bahçıvanı arayalım, bulalım, ona dogru gidelim.
• Daglardan koşup gelen sel gibi secdeler ederek, basımızı taştan taşa vurarak, denize kadar gidelim. Denize
kavuştuktan sonra da, üstündeki köpükler gibi, el çırpa çırpa koşalım, yürüyelim.
• Şu kederlerle dolu alemden, bu yas aleminden düğün dernek alemine, neşe alemine sefer edelim. Yüzleri sarartan
bu ızdırap dünyasından uzaklasalım da, yüzümüze kan gelsin, can gelsin.
• Alçalma, insanlığımızı kaybetme korkusundan yaprak gibi, dal gibi titreyerek, yüregimiz çarparak aman yurduna,
kurtuluş yurduna varalım.
• Zaten gurbetteyiz. Dertlerden, kederlerden kurtulmamıza bir çare yoktur. Toprak yurdunda yola düşmüşüz. Günah
tozlarından silkinip kalkmamız mümkün degil!
• Şu dünyada gördügümüz güzellikler, şekiller, suretler kendisini gizleyen, büyük bir sanatkarın, bir ressamın varlıgını
ispat etmektedir. Biz kem gözden gizli, izi belirmeyen ressama varalım.
• İnsanlık yolu, hakîkat yolu belalarla dolu bir yoldur. Fakat yol gösterenimiz aşk oldugu için bizim korkumuz yok!
Çünkü aşk, bu yolda nasıl gidecegimizi bize öğretiyor. Yusuf'un sevdasıyla,
• Canımızı dünya sevgisinden, nefsin isteklerinden temizleyelim, bir ayna haline getirelim de Yusuf'un eşsiz güzelliğine
bir armağanla gidelim.
(c.III, 1713)
* Kalkın ey aşıklar, göklere dogru yükselelim! Şu yaşadığımız dünyayı gördük anladık, bir de gideceğimiz o dünyaya
varalım.
• Hayır, hayır şu iki dünya bahçesi de güzel, ikisi de hoş. Biz, bu ikisinden de hem dünya bahçesinden, hem de ahiret
bahçesinden vazgeçelim de, bahçıvanı arayalım, bulalım, ona dogru gidelim.
• Daglardan koşup gelen sel gibi secdeler ederek, basımızı taştan taşa vurarak, denize kadar gidelim. Denize
kavuştuktan sonra da, üstündeki köpükler gibi, el çırpa çırpa koşalım, yürüyelim.
• Şu kederlerle dolu alemden, bu yas aleminden düğün dernek alemine, neşe alemine sefer edelim. Yüzleri sarartan
bu ızdırap dünyasından uzaklasalım da, yüzümüze kan gelsin, can gelsin.
• Alçalma, insanlığımızı kaybetme korkusundan yaprak gibi, dal gibi titreyerek, yüregimiz çarparak aman yurduna,
kurtuluş yurduna varalım.
• Zaten gurbetteyiz. Dertlerden, kederlerden kurtulmamıza bir çare yoktur. Toprak yurdunda yola düşmüşüz. Günah
tozlarından silkinip kalkmamız mümkün degil!
• Şu dünyada gördügümüz güzellikler, şekiller, suretler kendisini gizleyen, büyük bir sanatkarın, bir ressamın varlıgını
ispat etmektedir. Biz kem gözden gizli, izi belirmeyen ressama varalım.
• İnsanlık yolu, hakîkat yolu belalarla dolu bir yoldur. Fakat yol gösterenimiz aşk oldugu için bizim korkumuz yok!
Çünkü aşk, bu yolda nasıl gidecegimizi bize öğretiyor. Yusuf'un sevdasıyla,
• Canımızı dünya sevgisinden, nefsin isteklerinden temizleyelim, bir ayna haline getirelim de Yusuf'un eşsiz güzelliğine
bir armağanla gidelim.
(c.III, 1713)
Yorumlar
Yorum Gönder