Bir Cemâl'e kul, bir Ahmed'e köle, bir Leyla'ya deli ve bir ışığa pervane olmayanın aşkı m?
"Doğumsuz, ölümsüz, artmaz, eksilmez bir güzellik" diyor Eflatun aşk için.
"Artmaz" kısmında külliyen yanılıyor üstad. Bir çoğalmadan ibarettir çünki aşk, bir coşmadan, kabarmadan, büyümeden ibarettir. Devamlı artmayan bir duygunun aşk olması ne mümkün?
Ahsenü'l-Kasas buyurulmuş Yusuf sûresinde; aşkı anlattığı için bu sûre.
Mevlâna "Zeliha o hâle gelmişti ki..." diyor, '... çörekotundan öd ağacına kadar her şeyin adı Yusuf'tu onun için. Yusuf'un adını başka adlara gizlemişti; mahremlerine bu sırrı söylemişti.
Mum ateşte yumuşadı, dese; sevgili bize alıştı, yüz verdi, demiş olurdu. Bakın ay doğdu, dese; söğüt dalı yeşerdi, dese (...); başım ağrıyor, dese; başımın ağrısı geçti, iyiyim, dese hep ayrı mânâları vardı bu sözlerin.
Birini övse onu överdi, birinden şikayet etse onun ayrılığını söylemiş olurdu. Yüzbinlerce şeyin adını ansa, maksadı da Yusuf'tu onun, dileği de.."
***
Sevgi üzerine kullanılabilecek bütün mecazları üstüne alınmadır aşk. Aşk acıdır, hasrettir. Hicran ve hayrettir, firkat ve gurbettir. Gözyaşı ve âhtır; tazarru ve münacattır. Aşk ölümdür, can vermedir, kurban olmadır.
***
Gönül ki Allah'ın evidir, aşkın her çeşidine itibar eder. Bütün milimetrekarelerinde aynı sevgili olmayan bir gönül aşkı bilir mi acep?!.. Bir kuru yakınlaşmayı, ilgiyi, arzuyu aşk sanarak yaşanılan ömür adına vâ veylâ ve vâ esefâ.
Bir Cemâl'e kul, bir Ahmed'e köle, bir Leyla'ya deli ve bir ışığa pervane olmayanın aşkı mı vardır,
ya aklı mı vardır ki!..
İskender PALA
"Artmaz" kısmında külliyen yanılıyor üstad. Bir çoğalmadan ibarettir çünki aşk, bir coşmadan, kabarmadan, büyümeden ibarettir. Devamlı artmayan bir duygunun aşk olması ne mümkün?
Ahsenü'l-Kasas buyurulmuş Yusuf sûresinde; aşkı anlattığı için bu sûre.
Mevlâna "Zeliha o hâle gelmişti ki..." diyor, '... çörekotundan öd ağacına kadar her şeyin adı Yusuf'tu onun için. Yusuf'un adını başka adlara gizlemişti; mahremlerine bu sırrı söylemişti.
Mum ateşte yumuşadı, dese; sevgili bize alıştı, yüz verdi, demiş olurdu. Bakın ay doğdu, dese; söğüt dalı yeşerdi, dese (...); başım ağrıyor, dese; başımın ağrısı geçti, iyiyim, dese hep ayrı mânâları vardı bu sözlerin.
Birini övse onu överdi, birinden şikayet etse onun ayrılığını söylemiş olurdu. Yüzbinlerce şeyin adını ansa, maksadı da Yusuf'tu onun, dileği de.."
***
Sevgi üzerine kullanılabilecek bütün mecazları üstüne alınmadır aşk. Aşk acıdır, hasrettir. Hicran ve hayrettir, firkat ve gurbettir. Gözyaşı ve âhtır; tazarru ve münacattır. Aşk ölümdür, can vermedir, kurban olmadır.
***
Gönül ki Allah'ın evidir, aşkın her çeşidine itibar eder. Bütün milimetrekarelerinde aynı sevgili olmayan bir gönül aşkı bilir mi acep?!.. Bir kuru yakınlaşmayı, ilgiyi, arzuyu aşk sanarak yaşanılan ömür adına vâ veylâ ve vâ esefâ.
Bir Cemâl'e kul, bir Ahmed'e köle, bir Leyla'ya deli ve bir ışığa pervane olmayanın aşkı mı vardır,
ya aklı mı vardır ki!..
İskender PALA
Yorumlar
Yorum Gönder